Beden algısı hakkında takıntılı düşüncelere sahip olmayan çoğu insan, alışverişe çıktığında etraftaki satış temsilcilerinin görünümlerine dikkat etmez, etse de büyük ihtimalle bunun üzerinde birkaç saniyeden fazla durmaz. Fakat görünümünüzle ilgili ciddi endişeleriniz var ise, siz siz olun bir dahaki alışveriş turunuzda etrafınızdaki satış temsilcilerinin çekici insanlar olmamasına dikkat edin. Yoksa hayalinizdeki alışverişi tek bir şey bile almadan sonlandırabilirsiniz. Ya da amacınız para harcamak değilse gittiğiniz dükkandaki hoş görünümlü insanlara bakın ve kendinizi kötü hissetmeye başlayın. Bu kişisel bir fikir ya da öneri değil, Journal of Consumer Research'te yayınlanan bir araştırma sonucunun bize söylediği şey.
British Columbia Üniversitesi'nden Darren W. Dahl, Alberta Üniversitesi'nden Jennifer J. Argo ve Arizona Üniversitesi'nden Andrea C. Morales'in yaptığı bir çalışma bize, kendi görünüşleriyle ilgili negatif düşünceler taşıyan insanların almak istedikleri şeyi kendilerinden daha güzel/yakışıklı olduğunu düşündükleri biri üzerinde gördüklerinde alışveriş yapmaya daha 'az' meyilli hale geldiğini ortaya koyuyor. Bahsi geçen kendilerinden daha iyi görünümlü olan kişi de çoğu zaman mağazadaki satış temsilcisi oluyor. Tabii burada işin püf noktası iki kişinin de aynı ürüne yönelmiş olması. Çünkü çalışmada dikkat çeken bir diğer şey tüketicilerin almayı düşündükleri ürünü satan kişinin elinde taşıdığını gördüğünde ya da üzerinde başka bir ürün gördüğünde aynı duygulara kapılmaması. Yapılan araştırmada beden algısına dair olumsuz düşünceler taşıyan kişilerin 3 farklı durumda 3 farklı tepki verdiği görülmüş. Araştırmacılar bu kişilerin almayı düşündükleri elbiseyi bir başkasının üzerinde gördükleri zaman kendileri denemeyi düşünmeden elbise hakkında ''çok şık'' gibi yorumlar yaptıklarını söylüyor. Aynı kişilerin bu kez başkasında görmeden elbiseyi denedikleri görüldüğünde ''elbise üzerimde çok şık durdu'' gibi yorumlar yaptıkları gözlemlenmiş. Fakat son olarak, bu kişilerin elbiseyi denedikleri anda kendilerinden daha iyi görünümlü birinin de aynı elbiseyi denediğini görmelerinin elbiseyle ilgili yine olumlu ama kendileriyle ilgili son derece olumsuz yorumlar yapmalarına sebep olduğunu kaydetmişler. Araştırmacıların hipotezleri tüketicilerin satış temsilcilerinin kılık kıyafetlerinden etkilendiği yönündeyken sonuçlar tüketicilerin en çok diğer müşterilerden etkilendiği yönünde.
Bu araştırmanın bize söylemek istediği en önemli şey, aslında mağazalarda müşterilerin sürekli peşinde dolaşan satış temsilcilerinin olumsuz bir etki bıraktığı yönünde, özellikle personelinin iyi görünümlü olmasına dikkat eden markalar için geçerli bir durum bu. Aynı zamanda 'Mango' gibi mağazada sattığı kıyafetleri satış temsilcilerinin üzerinde sergileyen markalar için de anlamlı. Bir diğer önemli nokta da mağazaların tasarımıyla ilgili. Müşterilerin görünümleri satışlar üzerinde araştırmada belirtildiği gibi dramatik etki bırakıyorsa mağazaların herkesin birbirini rahatça görebildiği ortak prova aynaları yerine özel deneme odalarını tercih etmesi de satışlar açısından önemli.