LOGO vol.1

Çoğu insanın farkında olmadan reklamcılıkta en etkili olduğunu düşündüğü şey logodur. Gerçekten etkili olup olmamasından bağımsız olarak bir markayla ilgili aklımıza ilk gelen şey de logodur. Logolar, özellikle markanın emeklemeye başlayan bir çocuk olduğu dönemlerde tüketiciyle arasındaki en büyük bağdır. İki farklı ürün düşünün. Neden satın alırken x değil de y markasını tercih ettiniz? Çoğu zaman bu tercihi neden yaptığınızı açıklayacak kadar içi dolu bir cevabınız yoktur. Özellikle birbirine denk fiyatlardaysa bu ürünler, '' İçimden öyle geldi '' ya da '' Nedeni yok '' diyip geçiştirirsiniz. Oysa esas neden, markayla aranızda oluşturduğunuz görünmez bağlarda gizlidir. Ama kendiniz de dahil olmak üzere bu bağların nasıl oluştuğunu kimse irdelemez. Yapılan araştırmalar da satın alma sürecinin 2,5 saniye gibi kısa bir süre içinde gerçekleştiğini ortaya koyunca zaten, bu sebepleri irdelemeye pek vakit de kalmaz.



Tüketici davranışı bilişsel kısayollardan etkilense de satın almanın duygusal bir süreç olduğu çoktan kanıtlanmış durumda. Bir süpermarkette alışveriş yaparken, rafların önünde harcadığımız zamanı düşünürsek bu sürecin duygusal yanını kendi açımızdan doğrulamış oluruz. Yüzlerce marka var önümüzde ve o an duyularımıza (ve bununla beraber duygularımıza) en çok hangi marka hitap ederse, alışveriş sepetine de o girer. Özellikle de yeni bir ürünse. Mesela piyasaya yeni çıkmış bir bulaşık deterjanı, bir ev hanımını nasıl olur da 2,5 saniye içinde 12den vurur? 

Rengiyle. 
Kokusuyla. 
Etkisiyle. 

Kısacası, bütün bu özellikleri bünyesinde toplayıp dışarıya yansıtan logosuyla. 

Kurumsal kimlik bir markanın dışarıya açılan penceresidir, insanların  bazı tercihlerinde risk almaktan korktuğu gerçeğini de düşünürsek, logolar kurumsal kimlik adına bilinirlik yaratmada ve tüketici ile marka arasında iletişim kurmada önemli rol oynarlar. 

Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü hazır giyim devi Gap ve logosuyla ilgili ilginç gelişmeler yaşandı. Lacivert üzerine beyaz yazıyla GAP yazan geleneksel çizgilerdeki logoyu modernize etmek isteyen Gap, tüketicinin tepkisiyle karşılaştı. Yani tüketici yıllardır tanıdığı, bildiği bir markada bile ''risk'' almak, markayla olan bağını farklı bir boyuta taşımak istemedi. Logo görsel bir tasarımdan ibaret değildir tüketici için. Hiç bilmediği bir şehirde karşılaştığında içini rahatlatan bir mekan, kararsızlık anlarında kendisi yerine en doğru kararı veren mekanizmadır çoğu zaman. Bunun farkında olan Gap yöneticileri de Amerika'da kullanmaya başladıkları logoyu Avrupa ve Kanada'da kullanmadı, hatta dünyanın her yerinde eski logo uygulamasına devam etme kararı aldı. 

Son olarak, logoların piyasaya yeni adım atan küçük işletmeler için 3 önemini vurgulamak gerekirse, pazarda kendilerine sağlam bir yer edinmek, buna ek olarak zihinlerde yer etmek, ürün ve şirketin olabilecek en iyi şekilde lansmanını yapmak için mutlaka doğru görsel uyaranlarla tasarlanmış birer logoya ihtiyaçları olduğunu söyleyebiliriz.