LOGO vol.2

LOGO vol.1'de logoların marka bilinirliğindeki öneminden bahsetmiştik. Binlerce markanın yarıştığı bir dünyada logolar akılda kalıcılık faktörü için önemlidir ama bu yeni tanıştığımız birinin bizde bıraktığı ilk intiba gibidir sadece, ötesine geçmez.Araştırmalar kokular ve seslerin logodan çok daha etkili olduğunu ortaya koymuş durumda. Bu sonuçları göz önünde bulunduran pazarlamacıların bir çoğu da artık Duyusal Markalandırma yöntemiyle markaları yaratmaya başladılar. Yani, logo görsellik dışında tüketiciye herhangi bir tat, koku ya da anı sunmalı ki, göze hitap etmesi dışında akılda kalıcılık ve sonucunda katma değer sağlansın.




Mesela Marlboro'yu ele alalım. Beyaz üzerine kırmızı harflerle yazılmış bu ismi hatırlamamızın en önemli nedeni, öncelikle nerede görürsek diğer tonlardan ayırt edebileceğimiz o meşhur kırmızısıdır. Peki nelerin çağrışımını yapar o kırmızı bize? Gün batımında sigarasını yakan Marlboro adamını, uçsuz bucaksız çayırları, kovboyları, özgürlüğü vs.. Peki bütün bu görüntüler bize markanın logosu olmadan gösterilse hangi markaya ait olduğunu söyleyebilir miyiz? Büyük ihtimalle evet, söyleyebiliriz. Fakat aynı şey bize hiçbir çağrışım yapmayan tasarım harikası bir logoyla  piyasaya yeni sürülmüş sigara için geçerli değildir.


Logo ne zaman markanın en güçlü taraflarından biri haline gelir? Söz konusu marka tüketiciyle bu anlatılan bağı kurduğu zaman, adı geçtiğinde tüketicinin zihninde logo dışında daha başka imgeler de canlandırabildiği zaman. ( Mağazalarının çoğunda markanın ismi yerine sadece logosunu kullanan Apple bunun güzel bir örneği ). Günümüzde maruz kaldığımız görsel uyaranlar çok fazladır ama araştırmalara göre bu uyaranlar ne kadar fazlalaşırsa onları hatırlama süremiz de o kadar kısalır. Bir an için başımız dönebilir, logo bizi cezbedip ''o an '' etkisi altına alabilir fakat ait olduğu markayla ilişkimiz irdelendiğinde üzerimizde pek de iz bırakmadığı görülür.

Apple, San Francisco
Tat ve kokuya ek olarak logoyu güçlendiren bir diğer faktör de sestir. Kendine özgü bir melodisi olan logoların diğerlerine oranla anımsanma oranlarının yüksek olduğu yine araştırmalarca kanıtlanmış.

Duygu, bilişsel süreçlerin de önüne geçerek bizi satın almaya yönlendiren en büyük kuvvet olduğuna göre bu hesaba katılmadan çizilmiş hiçbir pazarlama stratejisi başarıya ulaşmaz.